25 Ekim 2015 Pazar

Teknoloji Stajı

Bana göre mimarlıkta tasarım fikri ne kadar önemliyse onu ifade etme becerisi de o kadar önemli. Bu yüzden ne kadar çok programda ustalaşırsam bana o kadar kardır diye düşünüyorum.

Mimarlar Odası'nda sunum zamanı yürütücülerimden Photoshop, SketchUp hakkında bilgiler almıştım. Ancak bir ders niteliğinde değildi. Bu yüzden ayrıntılı olarak öğrenmek için lynda.com'a üye oldum. Oradaki videoları izleyerek ve kendim de alıştırma yaparak öğrenmeye çalıştım.

Autocad

İlk olarak temel komutları, daha sonra da Autocad'i kullanmaya dair bilgiler öğrenerek videoları izlemeye devam ettim.



Aldığım notlar



Autocad'de çizdiğim kesit çizimleri

___________________________________________________________________

Photoshop

İlk yıl pafta yaparken daha çok Illustrator programını kullandığım için Photoshop pek bilmiyordum. Ancak çok benzer programlar olduğunu gördüm. Maskelemeyi, healing brush tool, patch tool, quick select tool, clone stamp tool gibi araçları kullanmayı öğrendim. Layers oldukça önemli. Çok basit ayrıntılardan dolayı Photoshop kullanmak zor gibi algılanıyormuş ancak yaptıkça çok keyifli bir program olduğunu gördüm.

Lynda Sertifikam


Aldığım notlar
___________________________________________________________

Illustrator
İlk yıl pafta yaparken daha çok Illustrator programını kullandığım için Photoshop pek bilmiyordum. Ancak çok benzer programlar olduğunu gördüm. Maskelemeyi, healing brush tool, patch tool, quick select tool, clone stamp tool gibi araçları kullanmayı öğrendim. Çok basit ayrıntılardan dolayı Photoshop kullanmak zor gibi algılanıyormuş ancak yaptıkça çok keyifli bir program olduğunu gördüm.


Lynda sertifikam

____________________________________________________________

Sketchup
Sketchup Rendering Using V-Ray
SketchUp For Architecture : Fundamentals

SketchUp oldukça keyifli ve diğerlerine göre daha kolay bir program. SketchUp 2015 Essantial Trainig videosunda belli başlı temel komutları ve kısayolları öğrendim. Çizimi daha anlamlı hale getirip, renderlayıp, gölge ve sis gibi etkiler vererek gerçekçiliğe yaklaştırabiliyoruz bu program sayesinde. Rendering Using V-Ray sayesinde daha kaliteli renderler elde edebiliyoruz.




Lynda Sertifikalarım


Aldığım notlar





Gezi Stajı | 5. Gün | 12.09.2015 | Safranbolu

Orada yaşayan akrabalarımızdan dolayı sık sık gittiğim bir yer Safranbolu. Oranın sembolü olan evleriyle, otantik kent dokusu ile her zaman sevdiğim bir yer olmuştur. Bu gidişimde daha farklı bir gözle baktım oraya. Mimari yapısı hakkında bilgiler topladım.

Safranbolu'da tüm evler kendilerine göre daha merkezi konumdaki kamu binalarına, dini yapılara ve anıt eserlerine dönüktür. Hangi evden bakılırsa bakılsın manzara kapanmaz. Evlerin yakın plan cepheleri kör, uzak plan cepheleri açık ve birbirlerini izleyecek konumdadır. 


Binaların köşelerinde pah var yani yumuşak yapılılar. Dönerken sokağı görebiliyorsun.


Su yolu için verilen eğim
__________________________________________________________________

Safranbolu evinin boyutu ve biçimini belirleyen üç temel unsurdan söz edilebilir: Çok nüfuslu büyük aile yapısı, yağışlı iklim, kültürel ve maddi zenginlik.


Kalabalık aile yapısının yanında evlerde harem-selamlık ayrımı vardır. Ailelerin sahip olduğu hayvanlar evin zemin katındaki ahırlarda barındırırlar. Yağışlı iklim nedeniyle kapalı alan ihtiyacı da fazladır. İnsan ve hayvan yiyecekleri, yakacak odunlar hepsi evin uygun bölümlerinde muhafaza edilirler. İşte tüm bunların sonucu olarak Safranbolu evleri büyük hacimlidir. Her odanın kendine ait banyosu vardır.


Evlerin yapı malzemeleri ise şöyledir : Taş, kerpiç ahşap ve alaturka kiremit. Bahçeler sokaktan taş duvarlarla ayrılmıştır.


Hımış yapı : Dikmelerin arası dolgu malzemesiyle yani kerpiç, ahşap, taş ile dolduruluyor. 
Safranbolu'da bu dolgu malzemesi genellikle kerpiç iken Karadeniz'de taşmış. 


Safranbolu evlerindeki çıkmalar, evin dış görünümünü tek düzelikten kurtarır. Evlerin pencereleri çok özel biçimde tasarlanmış olup dar ve uzundur. Ahşap kanatlı pencerelerde ayrıca “muşabak” denilen kafesler bulunur.



Safranbolu evi daha çok din ve geleneklere göre biçimlendirilmiştir. Ev içi ve bahçeler yüksek duvarlarla ayrılmıştır, pencereler kafeslidir, Bazen aynı evin içinde bile, kadınlar ve erkekler ayrı ayrı yaşarlar. Safranbolu´da selamlık ve haremlik olarak ikiye bölünmüş böyle evler vardır. Hacı Memişler Bağ evinde ve Kaymakamlar Evinde harem ve selamlık girişleri değişik katta iki ayrı sokaktan sağlanmıştır.


Evin girişinde zemin katta “hayat” vardır. Bu bölüm eğer taş kaplıysa “taşlık” adını alır. Burada ışık almayı sağlayan “gliste” mevcuttur. Zemin katlarda ayrıca ahırlar, büyük kazan ocakları ve ambarlar bulunur.


Üst katlara ahşap ustalığının üstün örneklerini sergileyen merdivenlerle çıkılır.  İkinci kat diğer katlara göre daha basıktır. Bu katta gerektiğinde yatak odası olarak da kullanılabilen bir mutfak bulunur. Gündelik yaşam orta katta geçer. Soğuk kış günlerinde bu katın ısıtılması daha kolay olur.




3. katta tavanlar daha yüksektir. Odalara sekiz kenarlı bir çokgenden oluşan sofanın daha kısa olan dört çapraz kenarından açılan kapılardan girilir. Odaların giriş kapıları köşelerdedir ve oda ile doğrudan teması kesen özel ahşap paravana düzeni bulunur. Odaların her biri bir çekirdek aileyi ya da bir aile yakının barındırabilecek tüm unsurlara sahip, bağımsız birim olarak tasarlanmıştır. Bu doğrultuda her odada ahşap dolapların (yüklük) içerisinde bugünün duş kabinlerini andıran gusülhaneler mevcuttur.


Evlerde ısınma ocaklarla sağlanır. Ocaktan alınan közler mangala konarak taşınır. Katlar arasında zaman zaman tecrit malzemesi kullanılmış olsa da ahşap evlerde ısının muhafazası güçtür. Bu nedenle prensip mekanın değil insanın ısıtılmasıdır. Soba ise son dönemlerde kullanılmıştır. Aydınlatma aracı gaz yağı lambasıdır. Son zamanlarda “lüks lamba” diye tanımlanan, daha büyük boyutlu ve daha fazla ışık veren lambalar kullanılmıştır.   Evlerin bazılarının içlerinde serinlik vermesi ve yangından korunmak amacıyla yapılmış olan havuzlar bulunmaktadır.



Kalem işi : İş bittikten sonra sıvanın üzerine yapılıyor.
Fresco : Sıva parça parça yapılıyor yani sıva kurumadan çizildiği için uzun ömürlü ama el emeği gerektiriyor. 

Safranbolu evlerinin tavanlarında sık sık görebiliyoruz.

______________________________________________________________________


Yüzyıllar boyunca Çin'den Anadol topraklarına uzanan Tarihi İpekyolu üzerinde kurulmuş irili ufaklı yüzlerce kervansaraydan biri de Safranboludaki Cinci Han'dır. İpekyolu'nun etkinliğini yitirmeye başladığı 20.yy'a  kadar kervansaray olarak kullanılan Cinci Han 20.yy başlarından itibaren Safranbolu esnafı tarafından depo olarak kullanılmış, 20.yy sonlarına doğru bu özelliğini de yitirmiş. Şimdi restorasyonu yapılan Cinci Han ,Otel olarak kullanılmakta. 










23 Ekim 2015 Cuma

Gezi Stajı | 4. Gün | 22.08.2015 | Efes

Gezi stajım için seçtiğim lokasyonlardan bir tanesi de Efes Antik Şehri. Mimarlık anlamında benim için önemli bir gezi oldu. Sanat tarihi dersinde öğrendiğim bilgileri gerçekte yaşayarak görmek benim için inanılmaz bir deneyimdi. Antik kentte mutlaka bulunan tiyatroyu, kütüphaneyi, tapınağı, stadyumu, gymnasiumu görmek; kolon tiplerinden, kabartmalardan hangi düzene ve döneme ait olduğunu anlamak benim için büyük keyifti. Bu yüzden mezun olduğumda tekrar gelmek istiyorum. Daha geniş bilgiyle orayı bir başka gözle ele alacağıma eminim.

Mimari yapısından önce tarihinden bahsedeceğim. Anadolu'nun batı kıyısında, bugünkü İzmir ilinin Selçuk ilçesi sınırları içerisinde bulunan, daha sonra önemli bir Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi burası.

Efes kenti'nin ilk kuruluşu M.Ö. 6000 yıllarına, Neolitik Dönem olarak adlandırılan Cilalı Taş Devri'ne kadar inmekte. M.Ö. 1050 yıllarında Yunanistan'dan gelen göçmenlerin de yaşamaya başladığı liman kenti Efes, M.Ö. 560 yılında Artemis Tapınağı çevresine taşınmış. Günümüzdeki Efes ise, Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuş. Helenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti. Liman kenti olduğu için ticaret merkezi olarak gelişmiştir. Efes, Bizans Çağında tekrar yer değiştirmiş ve ilk kez kurulduğu Selçuk'taki Ayasuluk Tepesi'ne gelmiştir. 

Hellenistik kent, dikdörtgen ızgara bir plana sahiptir. Kentin üst kısmında dinsel merkezlerle birlikte, başlıca kamusal ve yönetimsel anıtları içeren Devlet Agorası, aşağı kısımda ise büyük ticari pazaryeri olan Tetragonos Agora yer alır. Ayrıca, Hellenistik Döneme tarihlenen ancak Roma İmparatorluk Döneminde tamamen tekrar düzenlenen Büyük Tiyatro gibi anıtsal yapılar da bulunur. Efes’in doğal koyu, 2. yüzyıl öncesinde Bergama kralı II. Attalos tarafından limana dönüştürülmüştür.





Efes tarihi boyunca birçok kez yer değiştirdiğinden kalıntıları geniş bir alana yayılır. Yaklaşık 8 km²lik bir alana yayılan bu kalıntılar içinde kazı-restorasyon ve düzenleme çalışmaları yapılmıştır. 

_______________________________________________________________



Artemis Tapınağı antik dünyanın mermerden inşa edilmiş ilk tapınağı olup temelleri MÖ 7. yüzyıla kadar gitmektedir. Tanrıça Artemis'e ithafen Lidya kralı Croesus tarafından yaptırılan yapı, Yunan mimar Chersiphron tarafından tasarlanmış ve dönemin en büyük heykeltıraşları Pheidias, Polycleitus, Kresilas ve Phradmon tarafından yapılmış olan bronz heykellerle süslenmiştir. Ayrıca İyonik düzenin en ayırt edici özelliği olan kolon başını görebiliyoruz. Ancak malesef günümüzde sadece kalıntıları var. Artemis Tapınağı MS 3. yüzyılda deprem felaketi ve Got kavimlerinin saldırılarıyla yok olmuştur. Kısmen tekrar inşa edilmiş, parçalanmadan önce MS 4. yüzyılın sonlarına kadar kullanılmıştır. Devasa mermer bloklar yakınında yer alan Aziz John bazilikasını ayağa kaldırmak için kullanılmıştır.
___________________________________________________


Celsus Kütüphanesi, Efes şehrinin mermer caddesinin doğuya doğru kıvrıldığı köşesindedir. Yapı, vali Celsus Polemaeanus'un hatırasına itafen oğlu Julius Aguli tarafından M.S. 135 (Roma Dönemi) yılında yaptırılmıştır. Kütüphanenin salonuna mermer bir avludan sonra bugün de mevcut olan 9 basamak çıkılarak girilir. Neme mani olmak için iç duvar, dış duvardan bir koridor ile ayrılmıştır. Cephesi çok zengin şekilde, skenefons mimarisinin esaslarına uyularak süslenmiştir. (Roma dönemi özelliği : gösteriş) Süs olarak kullanılanlar arasında heykeller, kabartma ve bunları çevreleyen sütun ve alınlıklardır. Bu eserlerin çoğu Viyana Müzesindedir. 



Kütüphanenin duvarlarının dış yüzü tuğla ve moloz taş ile inşaa edilmiştir. Kütüphane daha büyük gözüksün diye yanlardaki kolonlar ortadaki kolonlardan daha kısadır. Kütüphanenin dış yüzünün alt katında ise akıl, erdem, bilgi ve anlayışı temsil eden 4 kadın heykeli bulunmaktadır. Bu heykellerin orijinalleri de Viyana Müzesindedir. 


______________________________________________________


Yunanlar tiyatroyu kültürün en yüksek biçimi olarak kabul ediyordu ve her şehirde bir tiyatro vardı. Bir tepenin yamacına taş sıralar yerleştiriliyordu ve sken adı verilen küçük bir bina sahne binası olarak kullanılıyordu. Efes'teki tiyatro 25.000 izleyici alıyordu yani kentin nüfusu 25.000 idi çıkarımı yapabiliriz. Odeion’da ve diğer antik tiyatrolarda olduğu gibi Büyük Tiyatro'da; sken, orkestra ve cavea adı verilen 3 ana bölümden oluşmaktadır.

Helenistik dönemde (M.Ö. 3.–1. yüzyıl) inşaa edilmiştir. Roma döneminde yapı Domitianus (M.S. 81–96) ile Traianus (M.S. 98–117) zamanında kapsamlı bir yenileme sırasında ilk önce iki katlı, sonraları üç katlı gösterişli bir cepheye kavuşmuştur. Yapı tiyatro gösterilerinin yanısıra toplantılara da hizmet etmekteydi; İmparatorluk çağının ilerleyen dönemlerinde gladyatörler arenası olarak kullanıldığı da kanıtlanmıştır. Yapı M.S. 7. yüzyıldan hemen önce Bizans sur duvarlarına bağlanmıştır.




________________________________________________________


Efes'in bir diğer önemli yapısı ise Odeon yani Küçük Tiyatro 1500 kişi kapasiteli yarım çember şeklinde bir yapıdır. Oturma yeri, orkestra ve sken olmak üzere 3 bölümden oluşur. Platform dar ve sahneden 1 metre yüksektedir. Orkestrasında yağmur sularını akıtacak oluklar bulunmamasından dolayı üstünün kapalı olduğu anlaşılmaktadır. Boulea ve Sanato toplantıları için bir Bouleuterion olarak kullanılmıştır. İkinci işlevi ise sanat gösterilerine ev sahipliği yapmaktır.
___________________________________________________________________


Kuretler Caddesi’ni zengin biçimde süslenmiş konut yapıları, çeşmeler, hamamlar, salonlar, dükkânlar ve onursal anıtlar çevreler. Cadde MS 2. yüzyılın ilk çeyreğinde Roma senatörü Ti. Julius Celsus Polemaeanus’un mezarı üzerine inşa edilmiş bir anıt olan Celsus Kitaplığı’na doğru aşağıya yol verir.
___________________________________________________________________


Kuretler Caddesi’nin batı bitiminde yer alan Yamaç Evleri, Efes’te yaşayan 
üst sınıfın yaşam tarzını yansıtan olağanüstü bir örnektir. 4000 metrekareyi kaplayan 
yoğun yerleşim alanı Bülbüldağ’ın kuzey yamacının eteklerinde yer alır. Bu müstakil konut 
birimleri yamaçlar üzerinde ikişerli gruplar halinde düzenlenmiştir. Mozaikler, duvar resimleri ve mermer panellerle süslenmiş bu evler, Roma İmparatorluk Dönemi kentinin toplumun sofistike üst tabakasının yaşam tarzını gün yüzüne çıkarır. Tiberius döneminde inşa edilmiş evler, büyük bir depremle yok olduğu 3. yüzyıla kadar kullanılmıştır.

Erken Roma İmparatorluk döneminde (M.S. 20 civarı) inşaa edilmiş olan oturma birimleri çok katlı, sıra sütunlarla çevrili (peristil), etrafında oturma ve ev idaresi ile ilgili çalışma mekanlarının gruplandığı birer merkezi avlu ile karakterize edilmiştir. Su ihtiyacı ve gideri kuyularla sağlandığı gibi, pek çok kola ayrılan bir kanal sistemi de mevcuttu. Evin resmi kabul salon veya odaları zengin süslemelerle donatılmışken, mutfak ve tuvalet gibi, evin çalışma ve kullanıma yönelik kısımları daha basittir. Özellikle günümüze ulaşmayan üst katların lüks içinde olduğunu söylemek gerekir; kaldı ki bu üst kat odaları ziyaret ve ziyafet amacıyla kullanılmaktaydı. 
______________________________________________


Başka önemli yapılardan bir tanesi de Memmius Anıtı. M.S. 50 ve 30 yılları arasında özellikle göze çarpan bir yere inşaa edilmiştir: Romalı Diktatör Sulla’nın torunlarından biri olan Gaius Memmius için bir onur anıtıdır. Kule biçimli konik bir dam öngören, üst katın sütunları arasında onurlandırılan kişinin faziletleri tasvir edilmekteydi. Günümüzde bir rekonstrüksiyon yerine kübizmi andıran modern bir mimari kolaj mevcuttur.
______________________________________________________________


İki katlı ve üç nefli Bazilika Stoası, M.Ö. 11 yılında C. Sextilius Pollio tarafından yaptırılmıştır. İon düzeninde inşaa edilmiş, şehrin zamanında en görkemli binalarından biri olan bu yapıya dört basamakla ulaşılmaktaydı: Ön cephesinde 67 sütun yer almakta, 4.72 metre, orta nef ise 6.85 metre genişliğindeydi. Doğudaki temel kaide yapısı üzerinde, bugün Selçuk Efes Müzesi'nde bulunan, İmparator Augustus ile eşi Livia'nın oturur biçimde tasvir edilmiş anıtsal heykelleri yer almaktaydı. 
__________________________________________________________________


Oktagon, 9 metre uzunluğundaki kare kaide, mermer bir lahitle gömülmüş genç bir kadın içeren mezar odasıdır. Kaidenin üzerinde sekiz köşeli, basamaklı bir altyapı ile Korinth 
düzeninde etrafı sütunlarla çevrili bir cellası bulunan sekizgen bir yapı bulunmaktaydı. 
Piramidal basamaklı çatıyı bir küre taçlandırmaktaydı. Buraya gömülen kişi büyük bir 
olasılıkla Kleopatra’nın Ephesos’da öldürülen en genç kız kardeşi IV. Arsinoë idi. Mimari 
bezemeler yapıyı İmparator Augustus (M.Ö. 27 – M.S. 14) dönemine tarihlemektedir.
________________________________________________


Hadrian Tapınağı : P. Vedius Antoninus Sabinus tarafından bağışlanan bu küçük tapınak benzeri anıt, mimari bir yazıta göre İmparator Hadrianus’u (M.S. 117–138) onurlandırmaktadır. Kült odasının önünde bulunan sütun düzeneği Suriye tipi denilen türde bir alınlık taşımaktadır. Kapı lentosunun üzerinde Efes kentinin kuruluş efsanesine gönderme yapan kabartmalar Geç Antik Çağ’a ait bir tadilata aittir. M.S. 300 civarında buraya İmparatorlar Diokletianus, Constantius, Maksimianus ve I. Theodosius’un heykelleri dikilmiş, bunların yazıtlı kaideleri günümüze ulaşmıştır.
_____________________________________________________



_____________________________________________________




Efes'i gezdikten sonra Meryem Ana Kilisesi'ni ziyaret ettim. Çok büyük olmayan ev günümüzde şapel olarak kullanılmaktadır. Meryem Ana Evinin hikayesi hakkında bilgi aldım. Hz. İsa yakalanıp, çarmıha gerilişinin ardından hristiyanlık dinini yaymakla görevli olan St. Jean Kudüs'te yaşamanın sakıncalı olduğunu düşünerek Meryem Ana'yı zamanın büyük kentlerinden olan Efes'e getirir. Bülbül dağının eteklerinde, ormanlık alan içinde bir taş kulübeye saklar. St. Jean, Meryem Ana'ya gizli gizli yemek getirir. Son zamanlarını bu kulübede geçirdiği düşünülen Meryem Ana tam 101 yaşına kadar yaşar. St. Jean'nin Meryem Ana'yı ölümünde Bülbül dağı eteklerine sadece kendisinin bildiği bir yere gömüldüğü düşünülmektedir. 
____________________________________________






En son olarak Yedi Uyuyanlar Mağarası'nı ziyaret ettim ve böylece gezimin sonuna gelmiş oldum.